3 Ağustos 2011 Çarşamba

rüzgar



Rüzgar.
Kime sorsam bilen gözlerle bakıyor bana. Hepsi o rüzgarın taşıdığı tozlardan bi parça yutmuş gibi. Genelde boğulur gibi olmuşlar fakat sonunda güçlü bir öksürükle atmışlar o tozları vücutlarından. Rüzgar yine gelmiş o tozları da peşine katmış, esmeye devam etmiş. İşte, kime sorsam biliyor o rüzgarı. Karayel değil, poyraz değil, lodos değil. Güneyden, kuzeybatıdan, doğudan da gelmiyor. Ta içte başlıyor, yine orada bitiyormuş bu rüzgar. Bitiyormuş. 

Dayım da anlayışlı gözlerle baktı bana. İçimi okur gibi değil, içimi ezbere bilir gibi baktı. "Yaşadım" dedi. "Ben de yaşadım."
"Zannedersin ki kendinden çok emin bir rüzgardır bu, çok güçlü kuvvetlidir. Belki öyle... Ama bir süre sonra esmekten vazgeçer ve alır başını gider."  

Hiç yorum yok: