28 Şubat 2012 Salı

dünyayı boyarken


Günler öyle boşuna devriliyor ki birbiri ardına, insan yaşamayı nefes almak ve uyuyup uyanmaktan ibaret sanıyor. Günlerdir, aylardır, yıllardır çakılı olduğumuz sandalyemizde bekliyoruz takvim yapraklarının dökülmesini, beynin kanal değiştirir gibi duygularımızı değiştirmesini, döngüyü tamamlayıp defalarca başa dönmeyi...
Çok özeniyorum boş boş durup düşünmekten daha fazlasını yapanlara. Hayalin büyülü dünyasının peşine takılmaktansa, onları yanına katanlara... Her gün aynı sokakları dolaşırken "monoton"luktan söz ediyor, değişime karar veriyor ve iki adım sonrasında her zamanki kafemizin kapı kolunu tutuyoruz. Aynı ayak izleri aynı merdivenleri boyuyor. "Dünya değişiyor." demişti yazar. Dünya dönüyor, döndükçe değişiyor. Renkten renge giriyor. "Öyleyse bu değişim neden her şeyi aynı kılıyor?" diye soruyorsun. Değişimin aynılığı bu. Bu renk aynılığın rengi. Boş. Sıradan.

2 yorum:

Luna dedi ki...

Tam olarak bunu hissediyorum. Hayal dünyasına dalıp hayatı ıskalıyormuşum gibi geliyor ama bunu değiştirmek için ne yapmalı bilmiyorum. Ya da bir seyler yapmak zor geliyor belki.

juliet dedi ki...

ben etrafımda da gözlemliyorum böyle bi uyuşukluk bi üşengeçlik bi bıkkınlık yapışmış üstümüze.. en azından bende var :/
yaa oturup başlangıcın zamanını düşünmek yerine hemen, şu an bir şeyler yapmak lazım. deniyorum ben :D hayırlısı :D