1 Mayıs 2015 Cuma

edip cansever-umutsuzlar parkı

...
binlerce, ama binlerce yıldır yaşıyorum 
bunu göklerden anlıyorum, kendimden anlıyorum biraz 
insan, insan, insandan; ne iyi ne de kötü 
kolumu sallıyorum yürürken, kötüysem yüzümü buruşturuyorum 
çok eski bir yerimdeyim, çürüyen bir yerimden geliyorum 
öldüklerimi sayıyorum, yeniden doğduklarımı 
anlıyorum, ama yepyeni anlıyorum bıktığımı 
evlerde, köşebaşlarında değişmek diyorlar buna 
değişmek 
biri mi öldü, biri mi sevindi, değişmek koyuyorlar adını 
bana kızıyorlar sonra, ansızın bana 
kimi ellerini sürüyor, kimi gözlerini kapıyor yaşadıklarıma 
oysa ben düz insan, bazı insan, karanlık insan 
ve geçilmiyor ki benim 
duvarlar, evler, sokaklar gibi yapılmışlığımdan. 

bilmezler, kızmıyorum, bunu onlardan anlıyorum biraz 
erimek, bir olmak ve unutulmak içindeki onlardan 
ya da bir başkaca şey: ben kendimi ayırıyorum 
o yapayalnız olmaktaki kendimi 
böyleyken akıp gidiyorum bir nehir gerçeği gibi 
sanki ben upuzun bir hikaye 
en okunmadık yerlerimle 
yok artık sıkılıyorum
...

Hiç yorum yok: